Miras Alınan Becerilere ve Zanaatkârlığa Bağlılık Ruhu
2015 yılında Birleşmiş Milletler Zirvesi'nde kabul edilmesinden bu yana, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SDG'ler), kurumsal faaliyetlerin vazgeçilmez bir unsuru haline geldi. Ancak, bundan önce bile Morioka Seiko Instruments, biyoçeşitliliğin korunması için aktif çabalar göstermekteydi. Şirketin kendi sahasındaki doğal çevrenin özenle korunmasının ardından, 2020 yılında Grand Seiko Studio Shizukuishi faaliyete geçti. Bu stüdyoda Grand Seiko'nun mekanik saatleri birleştirilip ayarlanıyor.
Mekanik saatler, piller gerektirmeden yalnızca doğru bakım ve onarımla uzun vadeli kullanıma uygun oldukları için sürdürülebilirlik enstrümanları olarak kabul edilir. Ancak, bu performansın sürdürülebilirliği yalnızca insan becerileri ile mümkündür. Bunu temel alan Grand Seiko, kendi özel “Profesyonel İnsan Kaynağı Sistemi”ni geliştirdi.Bu sistem, Altın, Gümüş ve Bronz olmak üzere üç seviyeden oluşur ve her iki yılda bir yenileme sınavları düzenlenir. Ancak, bu yöntemin eşsiz yönleri yalnızca bireylerin uzmanlık alanlarında daha yüksek seviyelere ulaşmasını sağlamaz. Aynı zamanda, haleflerin belirlenmesi ve eğitimin ilerletilerek bu uzmanlığın aktarılması sürecini de kapsar.Bu sistem, teknolojiyi gelecek nesillere aktarmanın yanı sıra insan kaynaklarını geliştirmeye de katkı sağlayarak, aynı zamanda SDG faaliyetlerinin bir parçasını oluşturur. Grand Seiko'da becerilerin nasıl aktarıldığını öğrenmek için, iki yetenekli saat ustasıyla görüştük.
Kendisi şöyle belirtiyor: "Kendi benzersiz yaklaşımlarım ve inançlarım olduğunu hissediyorum, ancak diğer becerileri tanıyıp dahil edebilmek için gerekli esnekliği sağlamak adına sürekli çaba gösteriyorum. Saatler, tek bir işçi tarafından üretilen ürünler değildir ve iş birliği kanallarını kapatmak, kesinlikle felakete yol açar. Amacımız, müşterilerimize bireysel ihtiyaçlarına en uygun koşullarda saat sunmaktır."
Tsutomu Ito, Grand Seiko’nun hareket montajı ve ayarlama bölümlerinde lider olarak görev aldı ve 2018 yılında Grand Seiko Profesyonel İnsan Kaynağı Sistemi’nde en üst seviye olan “Altın” derecesini elde etti. Şu anda şirkette bu ayrıcalığa sahip yalnızca beş çalışan bulunuyor, bu da onun hem unvan hem de yetenek açısından gerçek bir usta olduğunu kanıtlıyor.Kendi eğitimi ve ustalık anlayışı hakkında şöyle diyor:
“Benim bu alandaki ustam oldukça geleneksel bir bakış açısına sahipti. Başkalarına öğretme konusunda fazla çaba göstermedi ve ben sürekli ona sorular sormak zorunda kaldım. Ancak belki de bu deneyim sayesinde, öğretici konumuna geldiğimde bilginin tek taraflı aktarılmasıyla başarılı olunamayacağını anladım. Nihayetinde, gerçekten kendini geliştirmek isteyen insanlar her zaman soru soracaklardır. Önemli olan, bu motivasyonu ortaya çıkarmaktır. Sonunda, ustamın öğretme yöntemlerinin de aslında sağlam bir mantığa dayandığını fark ettim.”
Ancak, doğal olarak en iyi yaklaşım, öğretmeyi tamamen reddetmek değildir; bunun yerine, belirlenen parametreler doğrultusunda aşamalı eğitim planları hazırlanıp teşvik edilmelidir. Bay Ito'nun durumunda da, tercih ettiği yöntemleri zorla uygulamak yerine, işçilerin kendi benzersiz yollarını keşfetmelerine yardımcı olmaktadır. İlk olarak ipuçları verir, ardından kendi başlarına araştırma yapma arzusunu geliştirmeye çalışır. Bu alandaki titiz düşüncelerini de şu şekilde ifade etmektedir:
“"Motivasyonu eksik olanlar o noktayı aşamayacaklarından, onların potansiyellerini net bir şekilde anlamamız gerekir."
Bu mekanizmanın ayırt edici özellikleri, uzun güç rezervi ve yüksek hassasiyet için çift tambur, serbest yaylı denge aracılığıyla kolay ayar, ve dengeyi sağlam bir şekilde tutan her iki uçta sabitlenmiş bir köprüdür. Bu tüm özellikler, en son küresel standartları oluşturmaktadır ve Bay Ito, ortaya çıkan saf güzellikten de kişisel olarak etkilenmiştir.
Grand Seiko Studio Shizukuishi’de, daha genç teknisyenler yeni mekanizmalar hakkında dersler dinlemek üzere toplandılar. Bay Ito da, sürekli gelişen teknolojilerin getirdiği zorluklarla başa çıkma konusunda istisna değildir.
“Yeni gelişmelerden gerçekten heyecanlandığımı itiraf etmeliyim ve bu tür çabalara kendini koymanın önemli olduğunu düşünüyorum. Studio içindeki atmosfer özellikle çok güzel. Doğal çevremizdeki zenginliği hissedebiliriz ve turlar için gelen kişilerin güçlü ilgisi ve beklentileri, bizlere zengin bir uyaran kaynağı oluyor.”
Bay Ito'ya, becerilerin aktarılmasının ve insan kaynağının yetiştirilmesinin önemini nasıl gördüğünü sorduk.
“İlk olarak, insan yetiştirmekten duyduğum bir tatmin duygusu var. Bu durumda, işler de benim için kolaylaşıyor (gülüyor). Aynı seviyedeki insanların sayısının artması, daha önce tek başıma uğraştığım sorunlar ve şüpheler konusunda danışmak için daha kolay hale gelmemi sağlıyor. Bu da, kendi düşüncelerimi aşarak, yeni bakış açıları ve kavramlarla çözüm yollarına ulaşmamı sağlıyor.”
“Böyle sistemlerin yerel saat mağazalarında olduğunu duyduğumda, bunun bu büyüklükteki bir şirkette de var olduğunu öğrenmek beni şaşırttı. Dahası, oradaki ustaların etkileyici becerileri, kendi bilgimle ilgili bazı boşlukları düşündürttü. Yine de, doğam gereği rekabetçiyim ve bu boşlukları kapatmak istedim. Bir gün öğretmenimi geçme hedefini gözümde canlandırarak, kendimi sürekli geliştirmek için motive ettim.”
Bugüne kadar geçen yıllar içinde Bay Suzuki, daha genç meslektaşlarını eğitme pozisyonuna da gelmiştir.Diğerlerine öğretmenin zorluklarını hala hissediyor olmasına rağmen, bu değişimin hoş sonuçlar doğurduğunu bildiriyor.
“Bu, anlayışımın derecesini teyit etmenin yanı sıra, öğretirken kişisel olarak çalışabilme yeteneğimi de destekliyor. Yeni becerileri doğrudan ortaya çıkarmak için artan fırsatlar elde etmek, bu düzenle oldukça mutlu hissettiriyor. Başkalarına yardımcı olduğumda cevap verebilmek büyük bir zevk, bu da daha fazla çalışmamı gerektiriyor.”
Örneğin, Bay Suzuki, Bay Ito'yu ünlü animasyon karakteri Doraemon'a benzetiyor ve onun teknolojik harikalarla dolu sihirli 4D cebine sahip olduğunu düşünüyor. Bay Suzuki ise kendisini Doraemon'un sadık yancısı Nobita olarak hayal ediyor. Bir gün Doraemon olmayı hayal ettiğini ekliyor.
Grand Seiko Studio Shizukuishi çevresindeki zengin doğal ortamı göz önünde bulunduran Bay Suzuki, işini son derece huzurlu bir zihin haliyle yapabildiğini bildiriyor. Dört mevsimin geçişini hissederek, bu duyguların Grand Seiko'da da canlı ve sağlıklı bir şekilde yaşandığına hiç şüphe yok.
Gelecek Nesillere Aktarma Değerini Beyaz Huş Ormanı'ndaki Koruma Çabaları Simgeliyor
Mt. Iwate, Grand Seiko Studio Shizukuishi'den görülebilen çok etkileyici bir varlığa sahiptir. Iwate'nin büyüklüğü, burada çalışanlar için manevi bir dayanak noktası oluşturur ve onlara pek çok nimet sunar. Grand Seiko marka felsefesinin “Zamanın Doğası” kökenleri de bu doğal ortamda yer almakta olup, zengin bir ilham kaynağı sağlamaktadır.
Bir örnek, Japonya'da ve yurtdışında büyük övgüler alan “Huş Dial” modelidir. Bu saat, Mt. Iwate'nin ötesine uzanan Hiraniwa Yaylası'ndaki zengin beyaz huş ormanının dinamizmini yakalar.
. Bu türün Japonya'daki en önemli ormanı olarak kabul edilen bu ormanda 310.000'den fazla ağaç olduğu söylenmektedir. Ancak bugün, bu değerli ormanların korunması ve yenilenmesi için yoğun bir çaba gerekmektedir. Ağaçların yaşının 80 civarında olduğu ve yenilenmeye yakın oldukları belirtilmektedir. Ayrıca, burada sıkışık olan koşullar, doğal büyümeyi engellemektedir. Koruma çabalarının hızla artması, vatandaş gönüllülerinin çevre bakım programları başlatmalarına neden olmuştur.
Buna karşılık, 2021 yılında Iwate Prefecturesi, Seiko Watch Corporation ve Morioka Seiko Instruments, yerel topluluğun bölgesel canlanmasını ve SDG girişimlerini desteklemek amacıyla kapsamlı bir işbirliği anlaşması yapmıştır. Bu, Seiko Watch Corporation ve Morioka Seiko Instruments'in “Kuji☆Lab” adlı çevre eylem grubunun Hiraniwa Yaylası çevre koruma faaliyetlerine katılmalarını teşvik etmiştir. 2023 yazında, beyaz huş ormanı temizliği ve ağaç dikim faaliyetleri hızlandırılmıştır. Ekim 2023'te, COVID-19 pandemisinin sona ermesinin ardından bu çabalar altıncı aşamasına ulaşmıştır. Seiko Grubu'ndan 60'tan fazla kişinin katıldığı en büyük katılımcı grubuyla birlikte, yaklaşık 130 kişilik bir grup, bu etkinliğe katılarak toplandı. Saat 09:00'da bir açılış töreni düzenlendi ve ardından görevlerin açıklanmasıyla birlikte grup, ağaç dikim alanına doğru hareket etti.
Gönüllüler, ana yoldan uzaklaşıp dağ yamaçlarına doğru yöneldiler. 2 ila 3 kişilik gruplar halinde, kepçeler ve çapalalar kullanarak toprağı kazıp fidanlar diktiler. Yüzeyde, ağaçlardan düşen yapraklarla kaplı olan zemin, yumuşak ve kabarık görünüyordu, ancak alt seviyede çimen kökleri yayılmıştı. Bu durum, alt kısımların şaşırtıcı derecede sert olmasına yol açtı ve kepçelerle etkili bir şekilde kazmak için oldukça fazla güç gerektiriyordu.
Üç nesilden oluşan aile grupları, ortaokul arkadaşları gibi görünen gruplar ve kendi gizli huş ağaçları alanlarını dikip işlerine dalan diğerleri heyecanla katıldılar. Gelecekte, belki de burada tekrar bir araya gelip, burada gelişen sonuçları gözlemleyeceklerdir. Katılımcı sayısının fazla olmasının da etkisiyle, dikim şaşırtıcı bir şekilde kısa bir süre içinde tamamlandı. Yeni dikilen beyaz huş fidanlarına bakarken, gelecekte burada ortaya çıkacak muazzam beyaz huş ormanının görüntüleri akla geldi.
Kuji Şehri Ofisi Endüstriyel İnşaat Bölümü'nün bir üyesi olan Kenta Kuji (gerçek adı) şunları hatırlarken gülümsüyor: "Bu yıl gerçekten çok keyifliydi; herkes COVID-19 koruyucu maskelerini çıkarıp gülen yüzlerini ortaya çıkarabildi."
"Kuji Şehri, doğal çevrenin korunmasıyla yakından ilgilenen Seiko Grubu ile güçlerini birleştirerek beyaz huş ağaçlarını yeniden dikme çabalarına büyük özen göstermiştir. Bu felsefeye inanan ve gerekli bilgi ile deneyime sahip özel sektör şirketleriyle yapılan işbirlikleri son derece teşvik edici olmuştur. Elimizdeki durumu incelemeye devam etmemize olanak tanıyan bu fırsattan dolayı minnettarız."
Bay Kuji, bu çabaların beklenmedik meyvelerinden bazılarını anlatmaya devam ediyor.
"Grand Seiko, Hiraniwa Yaylası'nın beyaz huş ormanı tarzında bir kadranla geliştirilen bir saat modeli piyasaya sürdü ve bu modelin popülaritesi, Yayla'ya olan ilgiyi artırdı. Şimdiye kadar ilgiler Japonya içinden gelmiş olsa da, bu bölgenin artık Japonya'nın en güzel beyaz huş ormanı olarak küresel çapta tanıtılmasından büyük mutluluk duyuyoruz."
Bununla birlikte, değerli beyaz huş ağaçlarının koruma amaçlı dikimi daha yeni başladı. Bu, uzun vadede, uzak geleceğe taşınması öngörülen bir girişimdir.
Bay Kuji şöyle diyor: "Bir seferde dikilebilecek ağaç sayısının sınırlamaları ve çeşitli diğer gereksinimler var. Yeni dikilen ağaçların büyümesini beklerken, bu çabaları önümüzdeki on yıllarda sürdürmeye devam edeceğiz. Benim görevim gereği, bu misyona yaklaşık 30 yıl daha katılacağımı düşünüyorum. Emekli olacağım dönemde, umarım ilk dikilen fidanlar güzel bir beyaz huş ormanına dönüşmüş olur. Her ne olursa olsun, bu çabayı dikkatle, her seferinde sağlam bir adımla sürdürmemiz gerekiyor."
İleriye dönük geniş zaman ölçüsüne bakıldığında, bir kişi kararlı bir şekilde mevcut anın geçişini takip eder. Bu, Grand Seiko’nun gerçek ruhunu yansıtır. Bu işin temelinde becerileri aktarma ve insanları yetiştirme misyonu vardır.
Bu, aynı zamanda Grand Seiko markasının “Zamanın Doğası” felsefesinde yer alan “Doğa”nın ve “Öz”ün özünü de kapsar.
- Text: Mitsuru Shibata
- Photo: Tetsuya Niikura
